Yenilenen Kira Sözleşmesiyle Verilen Tahliye Taahhüdü Geçerlidir Hukukumuzda tahliye taahhütnamesi, kiracıların, kira sözleşmesine konu taşınmaz konut veya işyerini, belirli bir tarihte boşaltacağına dair yazılı olarak imzalayıp verdikleri bir belgedir. Bu belge, kiracıların tahliyeye dair yazılı irade beyanını içerdiği için, geçerli kabul edilebilmesi belli unsurları taşımasına bağlıdır.
Tahliye taahhütnamesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) 352/1 maddesinde, “Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak (tahliye taahhüdü tarihi) bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Ayrıca 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanunu 7/1-a bendinde, “Kiracı tarafından gayrimenkulün tahliye edileceği yazı ile bildirilmiş olmasına rağmen tahliye edilmezse icra dairesine müracaatla tahliye isteyebileceği gibi, tahliye davası açabilir.” hükmü vardır.
Tahliye taahhütnamesinin geçerli olabilmesi için bazı şartları taşıması gerekmektedir. Bu şartlar; taahhüdün, kiralananın kiracıya teslim edilmesinden sonra ve kira sözleşmesindeki tarihten sonraki bir tarihe ilişkin olarak yazılı şekilde verilmiş olması, bizzat kiracı veya temsilcisi tarafından verilmiş olması, tahliye taahhüdünün serbest iradeyle, baskı altında kalmadan verilmesidir.
Yargıtay’ın istikrar bulmuş yerleşik kararlarına göre kira sözleşmesiyle aynı gün imzalanan tahliye taahhütnamesi geçersizdir. Tahliye tahhütnamesi, mutlaka kira sözleşmesinden sonraki bir gün imzalanmış olmalıdır. Taşınmazda kiracı olarak bulunulan dönemde verilen taahhütler geçerli kabul edilmektedir. Yenilenen kira sözleşmesiyle verilen tahliye taahhüdü de bu şekilde geçerli kabul edilmektedir. Bu hususta Yargıtay 6. Hukuk Dairesi tarafından verilen emsal kararda, “Taahhüt, yenilenen sözleşmenin 22. maddesinde yer almış olup bu sözleşmenin özel kısımlar bölümüne yazılmış olması taahhüdü geçersiz kılmaz. Davalının 01.11.2008 tarihinden itibaren kiracı olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda taahhüt yasal unsurları taşınmakta olup takipte süresinde yapıldığına göre davanın kabulü ile itirazın iptali ve tahliyeye karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir” ifadelerine yer verilmiş ve yenilenen kira sözleşmesiyle verilen taahhüdün geçerli olduğu vurgulanmıştır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2015/5771 Esas, 2016/1190 Karar ve 22.02.2016 tarihli kararını aşağıda sunuyoruz:
KARAR METNİ
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak nitelik itibariyle duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra , dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, tahliye taahhüdüne dayalı icra takibine vaki itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında ilk olarak 01.11.2008 tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, daha sonra 18.11.2013 tanzim, 01.12.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 22. maddesinde kiracının 01.12.2014 tarihinde kiralananı tahliye edeceğinin kararlaştırıldığını ancak davalının tahliye etmediğini, 12.12.2014 tarihinde icra takibi yaptıklarını davalının itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı ve vekili itirazlarında ve yargılama sırasındaki savunmalarında davalının ayrı bir tahliye taahhüdü vermediğini, sözleşme içerisinde yazılan ek kısmın tahliye taahhüdü niteliğinde olmadığını, sözleşmenin uzatıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalı ile 01/12/2013 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığı ve bu sözleşmede taşınmazın 01/12/2014 tarihinde tahliyesine ilişkin davalıdan tahliye taahhüdü alındığı, kira sözleşmesi ile tahliye taahhütnamesinin aynı tarihte alınması halinde taahhütnamenin geçerli olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında 01.11.2008 tarihli, beş yıl süreli ve 01.12.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmeleri bulunmaktadır. Davalı tarafından sözleşmelere ilişkin imza inkarında bulunulmamıştır. Taahhüt yenilenen sözleşmenin 22. maddesinde yer almış olup bu sözleşmenin özel kısımlar bölümüne yazılmış olması taahhüdü geçersiz kılmaz. Davalının 01.11.2008 tarihinden itibaren kiracı olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda taahhüt yasal unsurları taşınmakta olup takipte süresinde yapıldığına göre davanın kabulü ile itirazın iptali ve tahliyeye karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
166 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |