Manevi Tazminat Kararları Kesinleşmeden İcra Edilebilir

Manevi Tazminat Kararları Kesinleşmeden İcra Edilebilir

 

Son zamanlarda sıkça karşılaşılan hakaret nedeniyle kazanılan manevi tazminata ilişkin mahkeme kararlarının icra edilebilmesi için kesinleşmesinin gerekip gerekmeyeceği tartışmasına yönelik önemli bir Yargıtay kararı paylaşyoruz. Kişilik haklarına saldırı nedeniyle mahkemelerce manevi tazminata hükmedilmesi durumunda bu kararlar kesinleşmeden takip konusu yapılabilecektir.

 

Konuyla ilgili olarak Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2016/17845 Esas ve 2016/14119 Karar sayılı ve 20.10.2016 tarihli kararı tartışmalara son noktayı koydu. Kararda, daha önce aynı konuda aksi yönde kararlar mevcut olsa da yeniden yapılan değerlendirmeler neticesinde tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik meydana getirmeyen, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyen ilamların, diğer alacak ilamları gibi kesinleşmeden icraya konulmasının mümkün olduğu vurgulandı.

 

 

Yargıtay kararına göre, kişilik haklarına saldırı nedeniyle verilen manevi tazminat kararlarının kesinleşmeden icra takibine konu edilmesi mümkün. Ancak bu durumlarda borçlu, tehir-i icra kararı alarak icrai işlemlerin istinaf incelemesi sonuna kadar durudurulmasını sağlayabilecektir.

 

Konu hakkındaki Yargıtay Kararı:

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi        

2016/17845 E.    2016/14119 K.     20.10.2016 T.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

 

KARAR

Alacaklı tarafından basın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedeniyle manevi tazminat ilamına dayanılarak başlatılan takipte, borçlu vekili takip dayanağı ilamın kişiler hukukuna ait olması nedeniyle kesinleşmeden takip konusu yapılamayacağını belirtip takibin iptaline karar verilmesini istemiş; Mahkemece şahsın hukukuna ilişkin ilamın kesinleşmeden infaz edilemeyeceği gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir.

 

HMK'nun geçici 3. maddesinin atfı ile uygulanması gereken HUMK 443/4 (HMK'nun 367/2.) maddesine göre, aile ve şahsın hukuku ile ilgili ilamlar kesinleşmedikçe icra takibine konu edilemezler. Anılan maddede belirtilen hükümler, Türk Medeni Kanunu'nun "Kişiler Hukuku" ve "Aile Hukuku" kitaplarında yer alan konulara ilişkin tüm hükümler olmayıp, kişinin doğrudan şahsı ya da ailevi yapısı ile ilgili hukuki durumunda değişiklik yaratan ilamlar ile bu ilamların fer'i niteliğindeki hükümlerdir.

 

Mahkemece, Dairemizin önceki içtihatları doğrultusunda kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminata hükmedilmesi durumunda kesinleşmeden takip yapılamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir. Ancak Dairemizin yeniden yaptığı değerlendirmeler ile oluşan içtihat gereğince tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyen ilamların, diğer alacak ilamları gibi kesinleşmeden icraya konulması mümkündür.

 

O halde, takip konusu basın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedeniyle hükmedilen manevi tazminata ilişkin ilamın takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmediğinden şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

 

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 20.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

  
146 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın