Ceza Hukukumuzda Silah Kavramı ve Kapsamı Evrensel ceza hukukunda, birçok suçun işlenmesi sırasında silah kullanılması, faile verilecek cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren bir durumdur. Türk Hukukunda da “silah” kavramına başta 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) olmak üzere, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’da ve diğer mevzuatımızda yer verilmiştir.
Silah Kavramı ve Kapsamı Silah, en genel anlamıyla bir saldırının gerçekleştirilmesinde kullanılan aracı ifade eder. Bu noktada, bir alet veya şeyin silah niteliğine sahip olabilmesi için üretilmesi ve bulundurulması gibi fiillerin suç oluşturması gerekli değildir. Bir nesnenin silah niteliği taşıyıp taşımadığı her suç için ayrı değerlendirilmelidir. Suç işlenirken silah kullanıldığından söz edilebilmesi için mağdurun direncini etkisiz hale getirecek bir aracın olması gereklidir. Bir şeyin silah olarak kabul edilebilmesi için öncelikle bir alet olması gerekir. Bu nedenle, insan vücudun bölümleri, el ayak, kafa gibi uzuvlar saldırıda kullanılmaya elverişli olsalar da silah kapsamında değerlendirilmez. Yargıtay’ın uygulaması da bu şekildedir. Yine aynı şekilde sabit bir direk, sert bir zemin ve duvar, doğurduğu sonuç ne kadar ağır olursa olsun silah kapsamında değildir. Doktrinde kabul edilen genel görüşe göre; yaralama neticesine yol açabilecek nitelikte olan her vasıta silahtır. Aynı zamanda suç işlemekte kullanılan aletin, işlenmesi kastedilen suç açısından elverişli olması gerekir. Yargılamada silah kavramı değerlendirilirken, kullanılan aletin işlenmesi kastedilen suçla bağlantılı olarak elverişli silah olup olmadığı noktasına bakılmalıdır. Çünkü, bir alet, bir suçun işlenmesi ile ilgili olarak elverişli silah niteliğini taşımakla birlikte; başka bir suç açısından bu niteliği taşımayabilir.
Türk Ceza Kanununda Silah Tanımı TCK’da, “Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler” silah kapsamına alınmıştır. Kanunun 6. maddesinde “Silah deyiminden; 1. Ateşli silâhlar, 2. Patlayıcı maddeler, 3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, 4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler, 5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, biyolojik maddeler, anlaşılır” denilmek suretiyle silahın tanımı yapılmıştır.
Yargıtay Kararlarında Silah Kavramı Yargıtay kararlarında, nelerin silah sayılıp sayılamayacağı hakkında detaylı tanımlamalar mevcuttur. Yüksek mahkeme silah konusunda her somut olayda mahkemenin; olayın bütünlüğü içinde bir değerlendirme yaparak kullanılan nesnenin silah niteliğinde bulunup bulunmadığını değerlendirmesi gerektiğini, gerektiği hallerde de bilirkişi görüşüne başvurulabileceğini bildirmiştir. Yargıtay, olaya göre silah kavramı belirlenirken mutlaka “elverişlilik” faktörünün gözetilmesi gerekiğini ifade etmiştir. Emsal bir kararda; “faile bir avantaj veya üstünlük sağlayan ya da korkutucu ve caydırıcı özelliği nedeniyle mağdurun suça karşı direncinin kırılmasına yardımcı olan ve bu doğrultuda saldırı veya savunmada etkin şekilde kullanılan her nesne, yapısı, kullanılış biçimi ve elverişlilik kriteri de göz önünde bulundurularak silah olarak kabul edilmelidir” ifadelerine yer verilmiştir. 21.02.2020 Av. Alper Osman Genç – avukatalpergenc@gmail.com
|
760 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |