Çalışan Kadına Tedbir Nafakası

Türkçe’de infak kökünden gelen ve nafaka, maddi anlamda bir kimsenin geçimini sağlamak manasını taşır. Hukukumuzda, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası olmak üzere üç çeşit nafaka vardır. Tedbir nafakası, boşanma veya ayrılık davasının devamı sırasında ekonomik olarak sıkıntıya düşecek eşin geçimi için verilen paradır. Bu husus Medeni Kanun (MK) 169.maddede düzenlenmiştir. Kanundaki hükme göre, “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır.” Buradaki düzenlemeden de anlaşıldığı gibi, boşanma veya ayrılık davalarında şartları varsa geçici tedbir nafakası verilmesi zorunludur. Davaya bakan hakim, bu noktada re’sen hareket etmek durumundadır. Yani talep olmasa dahi şartlara bakıp nafaka konusunu hükme bağlamalıdır. Tarafların kusurlu ya da kusursuz olmasının tedbir nafakasına hükmedilmesi açısından herhangi bir önemi yoktur.

 

Çalışan Kadına Tedbir Nafakası

Tedbir nafakasına ilişkin talep, mahkeme tarafından ara kararda boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren olacak şekilde neticeye bağlanır. Hukukumuzda çalışan ve geliri olan kadınların da tedbir nafakası alabileceği kabul edilmektedir. Yargıtay hukuk daireleri ve hukuk genel kurulunun emsal kararlarında; kadının sürekli bir gelirinin olmasının veya kocasından daha fazla kazanmasının nafaka bağlanmasına engel olmayacağına dikkat çekilerek, kadının gelirinin bulunmasının, emekli olmasının, gelirinin kocasıyla denk veya daha fazla olmasının kocayı ortak giderlere katılma yükümlülüğünden kurtarmayacağı ifade edilmektedir. 

 

Emsal Yargıtay Kararları Ne Diyor?

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, önüne gelen bir dosyada, kadının gelirinin bulunmasının veya emekli olmasının gelirinin kocasıyla denk veya daha fazla olmasının kocayı ortak giderlere katılma yükümlülüğünden kurtarmayacağına hükmederek; "Kadının geliri bulunması, emekli olması, gelirlerinin davalıya denk olması hatta davalının gelirlerinden daha fazla olması kocayı ortak giderlere katılma yükümlüğünden büsbütün kurtarmaz" kararıyla kadının belirli ve sürekli bir gelirinin olmasının, tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal olmadığına dikkat çekti. Yine aynı yönde başka bir kararda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (YHGK); boşanma sürecinde ayrı yaşam hakkını kazanan kadın için tedbir nafakası verilmesi gerektiğini, ayrı yaşayan kadının ekonomik durumu iyi olsa dahi Medeni Kanun hükümlerine göre kocanın az veya çok katkıda bulunması gerektiğini vurgulamıştır. YHGK kararında: “Diğer taraftan, ayrılık durumunda evlilik birliği hukuken devam ettiğine göre, eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmak durumundadır. Bu nedenle, ayrı yaşamda haklı olan eş, diğer eşten tedbir nafakası isteyebilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği koca, birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Kadının gelirinin bulunması, kocanın ortak giderlere (elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs) katılma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz; bu durum sadece nafaka miktarının takdirinde etkili olabilir. kadının gelirinin bulunması, ona tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal değildir. Hâkim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmeli; "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka takdir etmelidir” ifadelerine yer verilmiştir. 

 

Av. Alper Osman Genç – avukatalpergenc@gmail.com

  
851 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın