Belirli Süreli İş Sözleşmelerinin Feshi

Belirli süreli iş sözleşmeleri, kural olarak tarafların herhangi bir fesih beyanına gerek olmaksızın sözleşmede belirlenen sürenin dolmasıyla kendiliğinden sona eren sözleşmelerdir. Kanun koyucu bu sözleşme türünü 4857 sayılı İş Kanunu’nda özel olarak düzenlemiş ve ancak objektif şartların varlığı halinde geçerli sayılacağını belirtmiştir. Esaslı bir neden olmadıkça zincirleme olarak üst üste uzatılmaları da mümkün değildir. Bundan dolayı, bu tür sözleşme ile çalışan işçiler, İş Kanunu’muzda düzenlenmiş kıdem ve ihbar tazminatı gibi bazı temel haklardan faydalanamazlar ve iş güvencesinin de kapsamına girmezler. Yani işe iade davası açma hakları yoktur. 

 

Fakat belirli süreli iş sözleşmelerinin feshi her zaman sözleşme süresi bitiminde kendiliğinden olmayabilir. Belirli süreli iş sözleşmesi işçi veya işverenden birisi tarafından şayet süresinden önce feshedilirse bu durumun tabi olduğu bir takım sonuçlar vardır.

 

Süresinden Önce Feshin Sonuçları

Belirli süreli iş sözleşmesi, aksi kararlaştırılmadıkça sürenin dolması ile kendiliğinden sona erer. Sürenin bitmesine rağmen iş ilişkisi sürdürülürse belirsiz süreli sözleşmeye dönüşür. Bu tür sözleşmeler olağan sona erme halleri dışında bazen erken fesihle de sona erebilir. Böyle bir durumda yani taraflardan birinin beyanı ile sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi halinde işçi veya işveren tarafı için sözleşmenin kim tarafından hangi nedenle feshedildiğine göre cezai bir takım sonuçlar doğar. 

 

Cezai Şart ve Bakiye Süre Ücreti 

Hukuki niteliği gereği belirli süreli iş sözleşmelerinin, süresinden önce haksız feshi durumunda sözleşmede taraflar için belirlenmiş bir cezai şart var ise fesheden taraf bu cezai şartı ödemek zorunda kalır. Sözleşmede bu cezai şart her iki taraf için yani hem işçi hem de işveren için düzenlenmiş olmalıdır. Sözleşmeye yalnızca tek taraf için konulan cezai şartlar hüküm ifade etmez. Sözleşme, işveren tarafından süresinden önce haksız olarak feshedilirse işçinin cezai şarta ek olarak süre bitimine kadar olan ücretini talep etme hakkı vardır. Bu hak Borçlar Kanunu hükümlerine göre işverenden talep edilir. Bu ücret, kalan bakiye ücreti ya da bakiye süre ücreti olarak adlandırılmaktadır. Kalan bakiye ücreti yalnızca işçinin isteyebildiği bir ücrettir. İşveren işçiden böyle bir ücret talep edemez. Kalan bakiye ücreti mahkemenin belirlediği bir rakamdır. Bu rakamın belirlenmesinde sözleşmesi haksız yere feshedilen işçinin maddi kaybı ve kazancı, gelir gider dengesi gibi birçok kriter göz önünde bulundurulur. İşçi bu süreçte başka bir işte çalışmışsa buradan sağladığı kazanç bu sürelerin ücretinden düşülür. Buna ilave olarak ayrıca hakim, bütün şartları göz önünde bulundurarak miktarını serbestçe belirleyeceği bir ek tazminatın da işçiye ayrıca ödenmesine karar verebilir, ancak belirlenecek tutar işçinin 6 aylık ücretinden fazla olamaz. Bu tazminat bakiye süre ücretinin yanında ayrıca bir tazminattır ve işvereni cezalandırma amacı taşır.

 

Av. Alper Osman Genç – avukatalpergenc@gmail.com

  
1083 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın