İkinci El Araç Satanın Sorumluluğu









İkinci el araç satışlarında satıcının araçtaki ayıptan sorumluluğu ve alıcının aldığı aracın ayıplı olması durumunda hangi haklara sahip olduğu konusu zamanımızda artık hemen herkes için büyük önem arzetmektedir. Önceleri ikinci el araç satışlarında, araçta meydana gelebilecek arızalardan ve araçtaki ayıplardan satıcının sorumlu olacağı düşüncesi pek akla gelmezdi. Sonyıllarda gerek yüksek yargı kararlarıyla gerekse yapılan kanuni düzenlemelerle artık ikinci el araç satanlar da belli çerçevelerde sorumlu hale geldi. İkinci el araç satan satıcı, Türk Borçlar Kanunu (TBK) madde 219 ve devamı hükümlerine göre aracın ayıplı olması halinde sorumlu olacaktır. Yargıtay 13.Hukuk Dairesi emsal bir kararında, “Satışa konu araç hukuki ayıplıdır. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur” diyerek satıcının sorumluluğu için bu ayıpların varlığını bilmesine gerek olmadığını vurgulamıştır. 

 

Araçtaki Ayıp Ne Demektir?

Öncelikle ‘araçtaki ayıp’ ifadesinin hukuki olarak ne anlama geldiği açıklamakta fayda var. Şayet satış işleminden önce alıcı tarafından bilinseydi aracın daha düşük fiyata satın alınacağı veya hiç satın alınmayacağı eksiklikler araçtaki ayıp olarak nitelendirilir. Bu ayıplar gizli ayıp veya açık ayıp şeklinde olabilir. Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Bu durumlarda alıcının, araçtaki ayıp olarak nitelendirilen eksikliği bilerek aldığı varsayılır. Gene de satıcının sorumluluktan kurtulabilmesinin şartı bu ayıpların alıcıya yazılı olarak bildirilmesi halidir. Yani araçtaki ayıpların alıcıya bildirildiği hususu satıcı tarafından yazılı delille ispatlanmalıdır. Eğer satıcı aracın satış ilanına araçtaki ayıplı halleri yazmışsa, ilanı görüp arayan alıcının artık bu ayıpları bildiği ve aracı bunları bilerek aldığı farzedilir. 

 

Satıcının Sorumluluğunun Kapsamı

Sattığı araçtaki ayıpların varlığından haberdar olmasa bile satıcı, alıcıya karşı sorumludur. Yani satıcının ‘araçtaki o sıkıntıyı ben de bilmiyordum’ şeklindeki savunmasının sorumluluğuna herhangi bir etkisi olmayacaktır. Fakat bu durumlarda satıcının, aracın kendinden önceki sahibine rücû hakkı olur. Bu tür bir davayla karşı karşıya kalan satıcı, davayı aracı kendisine satan önceki satıcıya yönelterek şayet şartları oluşmuşsa onu da davaya dahil edip zararını karşılayabilir. 

 

Ayıp Halinde Alıcının Seçimlik Hakları

Alıcı, aracı satın aldıktan sonra araçta bir ayıbın bulunduğu tespit ederse bu ayıbı satıcıya mümkün olan en kısa süre içerisinde bildirilmekle mükelleftir. Aksi takdirde araç ayıplı haliyle kabul edilmiş sayılır. Alıcı, ayıbı satıcıya bildirdikten sonra kanunda kendisine tanınan seçimlik haklarından birisi kullanarak uğradığı zararın tazminini talep edebilir. Bu seçimlik haklar kanunda (TBK) ifade edildiği şekliyle şöyledir: 

1- Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,

2-Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme,

3-Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,

4-İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. 

 

Son olarak satıcının seçimlik hakları kullanması kapsamında sözleşmeden dönmesi halinde aracı satın alırken yaptığı masrafların da, genel hükümlere göre tazmin edilmesini isteyebilme imkanı da vardır. 

 

Araçtaki ayıpla ilgili davalar malvarlığına ilişkin olduğu için görevli ve yetkili mahkemeler davalının yerleşim yerindeki asliye hukuk mahkemeleridir. 

 

Avukat Alper Osman Genç – avukatalpergenc@gmail.com

  
2770 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın