Tüketici Hukukunda Hakların Kullanılması

Toplumlarda tüketici kavramı geçtiğimiz yüzyılda endüstrideki gelişmelere paralel olarak ortaya çıkmış ve belirgin hale gelmiştir. Üretimde makineleşme neticesinde üreticilerin güçlenmeye başlaması ile birlikte özellikle ABD ve Avrupa’da tüketici kavramını ortaya çıkmıştır. Buna bağlı olarak da ekonomik koruma çerçevesinde tüketicilerin bazı ekonomik kayıplarının giderilmesi, zararlarının azaltılması şeklinde dünya genelinde tüketici hukuku kavramı oluşmuştur. 

 

Tüketici Hukukunun Kapsamı

Tüketici hukuku güçlü üreticilerin karşısında birey olan tüketicilerin korunmasını amaçlar. Emredici kurallarla düzenlenmiş, devletin müdahalesine açık bir alandır. Genel olarak tüketicinin sağlığının ve güvenliğinin korunması, ekonomik çıkarlarının korunması, uğradığı zararların tazmin edilmesi, bilgilendirmesi gibi temel hakları ihtiva eder. 

 

Ülkemizdeki Yasal Düzenleme: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 

Türkiye’de 2013 yılında kabul edilip 2014 yılında yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) ile tüketici denilen kitlenin korunması amaçlanmıştır. Kanunda kavramlar açıklanmış ve temel düzenlemeye yer verilmiştir. Buna göre bir işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a tabi olabilmesi için bir tarafta mutlaka tüketicinin olması gerekir. Bu husus TKHK m.3/h bendinde “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlemi ifade eder” şeklinde ifade edilmiştir. Tüketici işleminin konusunu da taşınır-taşınmaz mal ya da hizmet oluşturur. 

 

Ayıplı Mal veya Hizmet 

Tüketicilerin aldıkları hizmet veya malda ayıp olması halinde başvuracakları yollar TKHK’da düzenlenmiştir. Şayet işlem bir tüketici işlemiyse TKHK, bir tüketici işlemi değilse Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Ayıplı mal kavramı; TKHK’da şu şekilde ifade edilmiştir: “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.”

 

Tüketicinin Hakları ve Hakların Kullanılması

Kanunda, ayıp durumunda tüketiciye tanınan haklar; Sözleşmeden dönme, Malın ayıpsız misliyle değiştirilmesini talep etme, Ayıp oranında bedel indirimi isteme, Malın ücretsiz olarak tamiri olarak sıralanmıştır. Tüketici kural olarak bu 4 haktan birini seçebilir. Kanunda ayıba karşı zamanaşımı; tüketiciye malın teslim edildiği tarihten itibaren 2 yıllık süre içinde öngörülmüş. Şayet mal konut ve tatil amaçlı taşınmazsa süre 5 yıldır. Özürlü olan mal “özürlü” etiketi olmaksızın satıldıysa genel zamanaşımı uygulanır. 

 

Ülkemizde belli miktara kadar olan tüketici uyuşmazlıklarında, tüketici ile satıcı arasındaki problemin daha hızlı çözülmesi amacıyla ilk önce Tüketici Hakem Heyeti’ne başvuru yapılması şarttır. Bu başvurularda tüketiciden herhangi bir harç veya masraf talep edilmez. Bunun aynı zamanda Tüketici Mahkemelerinin iş yükünü azaltmaya da faydası vardır. Belli miktara kadar olan uyuşmazlıklarda Tüketici Heyetinin kararları; ilk derece mahkemesi kararı yerine geçer ve bağlayıcılığı ile icra kabiliyeti vardır. Bu kararlara karşı itiraz tüketici mahkemelerine yapılır, tüketici mahkemeleri yetkili son mercidir.

Belli miktarın üstündeki uyuşmazlıklar bakımından ise tüketicilere, Tüketici Mahkemesine başvurulması zorunluluğu getirilmiştir. 

 

Başvuruda Parasal Sınırlar 

Parasal sınır kanunda şu şekilde belirlenmiştir: Tarafların İcra ve İflas Kanunundaki hakları saklı olmak kaydıyla; değeri dört bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, altı bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise dört bin Türk Lirası ile altı bin Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz. Bu sınırların üzerindeki uyuşmazlıklar Tüketici Mahkemelerinde çözümlenir. 

 

Av. Alper Osman Genç – avukatalpergenc@gmail.com

  
1112 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın