Karşılıksız Çek Suçunda Şikayet…

Çek Kanunu’nun eski 5. maddesinde, başvuru mercii cumhuriyet başsavcılıkları olarak gösterilmekte iken, 6728 sayılı Kanun m.63 ile yapılan değişiklikle şikâyet mercii olarak icra mahkemeleri gösterilmiştir.

Uygulaması Türk hukukunda kendine özgü bir hal alan çek ile ilgili en önemli problem çekin karşılıksız çıkması durumudur. Yıllar içinde çeşitli yaptırımlar öngörülmesine rağmen, yapılan kanuni düzenlemeler yetersiz kalmış ve karşılıksız çek kesilmesinin önüne bir türlü geçilememiştir. Öyle ki, tacirleri koruma adına 2012 yılında yapılan 6273 sayılı kanun değişikliği ile karşılıksız çek, suç olmaktan tamamen çıkartılmıştı. Esasen hukuki niteliği itibariyle teknik anlamda vade içermeyen çek, görüldüğünde ödenmesi gereken bir kıymetli evraktır. Normalde çekin üzerine konulan ve vadeyi içeren her türlü kayıt yazılmamış sayılır. Fakat 2009 yılında kabul edilen Çek Kanunu ile bu sistem değiştirilmiş ve Türk hukukunda ileri düzenlenme tarihli yani vadeli çekler kabul edilmiştir.

 

Son yapılan kanuni düzenlemeye kadar, karşılıksız çeklerle ilgili şikâyetler cumhuriyet savcılıklarına yapılıyordu. Fakat geçtiğimiz yıl 6728 sayılı Kanun m.63 ile 5941 sayılı Çek Kanunu m.5 değiştirilmiştir. Çek Kanunu’nun 5. maddesinde; karşılıksız çekte ceza sorumluluğuna, çek hesabı açma ve çek düzenleme yasağına yer verilmiştir. Çek Kanunu’nun eski 5. maddesinde, başvuru mercii cumhuriyet başsavcılıkları olarak gösterilmekte iken, 6728 sayılı Kanun m.63 ile yapılan değişiklikle şikâyet mercii olarak icra mahkemeleri gösterilmiştir. Yapılan değişiklik sonrasında karşılıksız çekle ilgili başvurular artık icra mahkemeleri tarafından kabul edilmeye başlanmıştır.

 

6728 sayılı Kanun hükümlerinin yürürlüğünü düzenleyen m.76/1-f’de ise, “f) 62 nci maddesi 31/12/2017 tarihinde” denilerek, Kanunun 62. maddesinin 31.12.2017 tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. Çek Kanunu m.5’de yapılan ve icra mahkemelerini görevli kılan değişikliğin 09.08.2016 tarihi itibariyle yürürlüğe girmesine rağmen, Çek Kanunu m.3/6’da yapılan değişikliğin 31.12.2017 tarihinde yürürlüğe gireceği şeklinde bir düzenlemeye yer verilmesi, cumhuriyet başsavcılıklarının görevinin devam edip etmeyeceği ve icra mahkemelerinin hangi tarihten itibaren görevli sayılacakları konusunda tenakuza sebebiyet vermiştir.

 

Konuyla ilgili olarak Yargıtay’a intikal eden uyuşmazlıklar neticesinde Yüksek Mahkeme, şikayetler hususunda, yapılan kanuni düzenlemeden sonra icra mahkemelerinin yetkili hale geldiğini vurgulamıştır. Dolayısıyla kanuni düzenlemede açıkça belirtildiği ve Yargıtay uygulamasında da görüldüğü üzere karşılıksız çekte ceza sorumluluğunun, başvuru mercii ve yaptırımların düzenlendiği Çek Kanunu m.5 çerçevesinde, icra mahkemelerinin görevi kapsamında olduğunda şüphe yoktur.

 

Karşılıksız çek suçunda şikâyet süresi, Çek Kanunu m.5/1’in atfı ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m.347’ye göre belirlenecektir. Buna göre; İcra ve İflas Kanunu m.347’de bu husus; “Bu bapta yer alan fiillerden dolayı şikayet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Bizim hukukumuzda karşılıksız çek suçunun takibi şikâyete bağlıdır. Bu şikâyet süresi ile ilgili Türk Ceza Kanunu m.73/1’de yer alan fiilin ve failin kim olduğunun bilindiği veya öğrenildiği tarihten itibaren başlayacak altı aylık şikâyet süresi değil, İcra ve İflas Kanunu m.347’de düzenlenen üç aylık ve her durumda bir yıllık şikâyet süresi uygulanacaktır. Şikâyet ile ilgili sürelere riayet mahkeme tarafından re’sen dikkate alınacaktır. İcra ve İflas Kanunu m.347’de öngörülen üç aylık şikâyet süresi; bu hakka sahip olan kişinin karşılıksız çek düzenleme suçunun işlendiğini öğrendiği tarihten itibaren başlar ve her hâlükârda suça konu eylemin işlendiği tarihten itibaren bir yılı geçemez.

 

Karşılıksız çek düzenleyen kişiyle ilgili yapılacak şikayetle ilgili Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 30 Mart 2017 tarihli emsal kararında da bu hususta; ‘5941 sayılı Kanun’un 5. maddesinde düzenlenen karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek suçundan dolayı şikâyetlerin doğrudan İcra mahkemelerine yapılması gerektiği cihetle’ ifadelerine yer verilmek suretiyle şikâyetin icra mahkemesine yapılması gerektiği vurgulanmıştır.

 

Hazırlayan: Av. Alper Osman Genç – İstanbul Barosu

 

Emsal Yargıtay İçtihadı: 

 

YARGITAY 19. Ceza Dairesi

Esas No : 2017/1189

Karar No : 2017/2913

Karşılıksız çek düzenleme suçundan şüpheli İ… hakkında yürütülen soruşturma evresi sonucunda; Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca verilen 27/09/2016 tarihli, 2016/65374 soruşturma ve 2016/38978 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulüne ilişkin Bursa 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 03/11/2016tarihli ve 2016/3690 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 05/01/2017 gün ve 13894 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16/01/2017 gün ve KYB; 2017-2638 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.

 

Anılan ihbarnamede;

 

Dosya kapsamına göre; Mercii tarafından 6728 sayılı Kanun’un 62. maddesi ile 5941 sayılı Kanun’un 3. maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Cumhuriyet Başsavcılığına talepte” ibaresinin “icra mahkemesine şikâyette” şeklinde değiştirildiği, ancak bahse konu değişikliğin 6728 sayılı Kanun’un 76/f maddesi uyarınca 31/12/2017 tarihinde yürürlüğe gireceği gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de;

 

6728 sayılı Kanun’un 62.maddesiyle 5941 sayılı Kanun’un 3. maddesine yukarıda belirtilen değişikliğin yanı sıra 10. fıkra eklenerek “Lehine karekodlu çek düzenlenen lehdar, teslim aldığı çeki Türk Ticaret Kanunu’nun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydeder. Karekodlu çekin sisteme kaydedildiği tarihten sonra çek düzenleyen tüzel kişinin temsilcilerinde meydana gelen değişiklikler, çek hesabı sahibi tüzel kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.” şeklinde karekodlu çekler yönünden yeni bir düzenleme getirildiği, kanun koyucunun 6728 sayılı Kanun’un 76/f maddesindeki düzenleme ile işbu karekodlu çekler için öngörülen yeni düzenlemenin yürürlük tarihinin ertelenmesini amaçladığı zira;

 

6728 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile değiştirilen 5941 sayılı Kanun’un 5.maddesinde “(1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur…Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanunu’nun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır.

 

Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.” şeklinde düzenleme yapılarak çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek eyleminin, adli para cezasını gerektirir bir suç olarak öngörüldüğü, aynı maddede bu suçtan dolayı açılan davaların İcra mahkemelerinde görüleceği ve 2004 sayılı Kanun’un 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usûlüne ilişkin hükümlerin uygulanacağının açıkça hükme bağlandığı, 2004 sayılı Kanun’un 349. maddesinde “Şikayet dilekçe ile veya şifahi beyanla yapılır. Dilekçeyi veya dava beyanını alan icra mahkemesi duruşma için hemen bir gün tayin edip şikayetçinin imzasını alır ve maznuna celpname gönderir. Şahit gösterilmişse o da celbolunur.” şeklinde yer alan düzenlemeye nazaran, 5941 sayılı Kanun’un 5. maddesinde düzenlenen karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek suçundan dolayı şikâyetlerin doğrudan İcra mahkemelerine yapılması gerektiği cihetle, itirazın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;

 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden kanun yararına bozma isteminin kabulü ile Bursa 5. Sulh Ceza Hâkimliği’ nin 03/11/2016tarihli ve 2016/3690 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309/4. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına, 30/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

833 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın