Geçtiğimiz aylarda yaşanan bir uçak rötarı olayında Yargıtay, mağduriyet yaşayan yolcunun tazminat hakkı olduğuna hükmetti. Olayın kendi şartları içerisinde uçağın hareketinin, yolcudan katlanması istenemeyecek bir süre gecikmesinin, yolcuya sözleşmeden cayarak zararını isteme hakkı vereceğini belirten Yüksek Mahkeme, uçuş firmasını dava eden yolcuyu haklı buldu.
Dava konusu olayda Sahiba Gökçen Havalimanından kalkması planlanan uçağın uçuşu, daha önce kuş çarpmasına bağlı olarak iniş takımında meydana gelen arızanın giderilmesi için yapılan zorunlu onarım nedeniyle 3 saat 20 dakika gecikmeli olarak gerçekleştirilmişti. Gecikme dolayısıyla bu uçuşla bağlantılı uçuşunu kaçıran yolcu firma aleyhine uğradığı zararın giderilmesi talebiyle dava açmıştı.
Konuyu inceleyen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, duruma ve şartlara göre yolcudan katlanması istenemeyecek bir süre uçağın hareketinin geciktiği, davacının sözleşmeden cayarak zararını istemekte haklı olduğuna hükmetti.
Eskiden çok daha yaygın olan uçak yolculuklarındaki rötar olayı büyük ölçüde azalsa da maalesef henüz tamamen hayatımızdan çıkıp tarihe karışmadı. Özellikle gazeteci, iş adamı, akademisyen, sanatçı gibi bazı meslek gruplarındaki insanlar çok daha fazla uçmak durumunda kalabiliyorlar. Bu uçuşlardaki rötarlar çoğu kişiye pahalıya mal oluyor. Aktarmalı yolculuk yapanlardan, diğer uçuşu kaçıranlar olabiliyor.
Uygulamada yolcu ve uçuş firmaları arasındaki uyuşmazlıklar, havayolu iç hat taşıma sözleşmesi uyarınca Türk Sivil Havacılık Kanunu (TSHK) hükümlerine tabi oluyor. TSHK 122. maddesine göre taşıyıcı pozisyonundaki firmalar seferlerde meydana gelecek gecikmelerden doğan zarardan sorumlu tutuluyor. Aynı Kanun'un 123.maddesi uyarınca da taşıyıcı zararı önlemek için gerekli tedbirleri alma olanağı bulunmadığını ispatlarsa bu takdirde artık zarardan sorumlu olmuyor.
Yargıtay İçtihat Metni:
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17/03/2016 tarih ve 2015/647-2016/260 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 25/06/2013 tarihli davalıya ait ...-... uçağının arıza nedeniyle rötar yaptığını, bu sebeple davacının Fly Dubai Havayolları'na ait ... Dubai uçağına yetişemediğini ve Dubai turuna katılamadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1000,00 TL maddi tazminatın temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 7.240,47 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, uçakta yaşanan teknik bir arızadan dolayı yolcuların can ve mal güvenliği açısından ilgili uçuşun gereken saatte gerçekleştirilemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; duruma ve şartlara göre yolcudan katlanması istenemeyecek bir süre uçağın hareketinin geciktiği, davacının sözleşmeden cayarak zararını istemekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 7.240,47 TL'nin (1.000,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren, 6.240,47 TL'nin ıslah tarihi olan 03/07/2014 tarihinden itibaren) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 369,60 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10/01/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Hazırlayan: Stj. Av. Alper Osman Genç - İstanbul Barosu