Murisin ölümü halinde mirasçılar terekeye elbirliği halinde sahip olurlar. Kanundan doğan bu hak çerçevesinde de bütün mirasçıların terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf yetkisi vardır. Şayet murisin birden fazla mirasçısı varsa yani terekeye birden çok mirasçı sahipse bu durumda mirasçılar arasında adi ortaklık şeklinde miras ortaklığı söz konusu olur.
Kural olarak, terekenin tüzel kişiliği olmadığı için taraf ehliyeti de yoktur. Terekenin borçlu olduğu hallerde, borcun konusunun para dışında bir şey olması halinde, zorunlu takip arkadaşlığı söz konusu olup, takibin bütün mirasçılara yöneltilmesi gerekir. Murisin para borçları için ise, mirasçılar müteselsîlen sorumlu olduklarından, icra takibi mirasçılardan birine, birkaçına veya hepsine birlikte yapılabilir. Ancak mirası reddeden, mirastan ıskat edilen veya mahrum bırakılan kişi (mirasçı sıfatını kaybettiğinden) aleyhine murisin borçlarından dolayı takip yapılamaz. Bu sayılanlar mirasçı sıfatını kaybettiklerinden dolayı miras bırakanın borçlarından sorumlu tutulmazlar.
Borçlu ölmeden önce kendisine karşı başlatılmış icra takip işlemleri, borçlunun ölümünden sonra tereke üzerinde devam ettirilir. Burada önemli husus İcra İflas Kanunu 50. maddesi gereğince tereke hakkındaki takip işlemleri ölüm günü dahil 3 gün süre ile durdurulur. Ancak ölümü izleyen üçüncü günün bitiminden sonra takip işlemlerine devam edilebilir.
Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkındaki 6183 sayılı Kanunun 50.maddesi uyarınca, mirasçılar, mirası kabul veya ret etmemişlerse bu hususta Türk Medeni Kanunu’nda belirlenmiş olan 3 aylık süre geçinceye kadar haklarındaki takip durdurulacaktır. TMK’da (Madde 606) mirasın 3 ay içerisinde ret olunabileceği hükme bağlanmış olup, bu süre içerisinde mirasın kabul edildiğine ilişkin bir bilgi edinilmeden mirasçılar hakkında takip yapılmasına imkan bulunmamaktadır. Ancak, aynı Kanunun 610. maddesi uyarınca, mirası ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetiminde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mâleden mirasçı mirası reddedemeyeceğinden, mirası ret hakkından mahrum olan bu mirasçılar hakkında mirası ret süresi beklenilmeden takip işlemlerine devam edilebilir.
Terekenin bir mahkeme veya iflas dairesi tarafından tasfiyesini gerektiren hallerde ise takip işlemleri durdurulacak, terekenin tasfiyesini yürüten mercie takibi gereken amme alacakları bildirilecektir.
Yürürlükteki Vergi Usul Kanunumuza göre; mükellefin ölümü halinde yükümlülükleri yani borçları, mirası reddetmemiş kanuni ve mansıp mirasçılarına geçer. Bu husus VUK 12. Maddesinde düzenlenmiştir. Mirasçılardan her biri murisin vergi borçlarından kendi miras hisseleri oranında mesul olur.
Tereke üzerinde iştirak halinde mülkiyet söz konusu olduğundan, terekenin alacaklı olduğu durumlarda mirasçılar birlikte hareket etmek zorundadırlar. Bu gibi durumlarda, mecburi takip arkadaşlığı söz konusu olur. Ancak takibi, mirasçılardan biri başlatıp, diğer mirasçılar sonradan buna dahil edilebilir.