İŞÇİNİN AHLÂKA AYKIRI HAREKETİ - İŞ AKDİNİN HAKLI NEDENLE FESHİ

T.C. YARGITAY DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ

Esas : 2017/19255

Karar : 2018/1241

Tarih : 25.01.2018

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini

istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı isteminin özeti:

Davacı vekili, davacı ....2013/672 Esas sayılı dosyasında davacıyı tanık gösterildiği için davalının iş aktini haksız ve şifahi olarak feshettiğini, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti alacaklarını istemiştir.

B)Davalı cevabının özeti:

Davalı vekili, davacının mesai saatleri içinde işyerinde bir bayan işçi ile uygunsuz şekilde görüldüğünü, evvelce de disiplinsiz hareketler yaptığını, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

C)Yerel Mahkeme kararının özeti:

Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama sonunda, Yargıtay bozma ilamı gereğince davalı tarafından feshe dayanak gösterilen CD kayıtlarının tarafların hazır bulunduğu celsede izlendiği, mevcut CD izlendiğinde; bir bayan ve bir erkeğin görüntüye geldiği 20 dakika süren görüntülerde ara ara bir erkek ve bir bayanın sarıldığının net olarak gözüktüğü, erkeğin üzerinde bir adet mont bulunduğu üzerinde işyeri kıyafeti dışında sivil kıyafet bulunduğu, görüntülerin sonuna doğru iki erkek çalışanın koridora gelmesi üzerine görüş açısı zor olan köşedeki yerden ayrılarak koridorda ilerledikleri, davacının 27/12/2016 tarihli celsedeki beyanında görüntülerde başka bir bayan çalışanla gözüken erkek şahsın kendisi olduğunu beyan ettiği, davacının davalıya ait işyerinde toplam hizmet süresinin 5 yıl 9 ay olduğu, dosya kapsamından davacıya atfedilen olayın davacının bağlı bulunduğu mesai saatleri dışında, davalı şirkete ait üretim bölümü dışında yer alan alışveriş merkezi binasının içerisinde oluştuğu, davacının eyleminin rızası ile başka bir işyeri çalışanına sarılma şeklinde olduğu, bunun ötesinde bir eylem olduğunun görüntülerden net olarak anlaşılmasının mümkün olmadığı, davacının eylemine uygulanan fesih yaptırımının eylemle orantısız olup, eyleme göre çok ağır bir yaptırım olduğu, fesih dışında bir yaptırım uygulanmak suretiyle sonuç elde etmek mümkün iken bu prosedürün izlenmediği, bu nedenlerle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının ücret alacağı ve yıllık izin ücreti alacağı talepleri konusunda yargılama devam ederken konusuz kalmaları nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne, sair talepler hakkında konuları kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

D)Temyiz:

Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

E)Gerekçe:

İşçinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir.

İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.

İşçinin iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlu olarak ihlal ettiğini işveren ispat etmekle yükümlüdür. Yan yükümlere itaat borcu, günümüzde dürüstlük kuralından çıkarılmaktadır. Buna göre, iş görme edimi dürüstlük kuralının gerektirdiği şekilde ifa edilmelidir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar (Dairemizin 28.04.2008 gün ve 2007/34009 Esas, 2008/10347 Karar sayılı ilamı).

Bozma sonrası dosyaya çözümü yapılan kamera görüntüleri ve davacı beyanına göre davacının bir bayan ile uygunsuz davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı her ne kadar mesai saatleri dışında meydana geldiğini iddia etse de, tanık beyanlarına göre işçilerin işyerinde saat 18:30'dan sonra da fazla mesaiye kalabildikleri, davacı asilin duruşmadaki beyanından zaten davacı ile yanındaki bayanın davalının diğer 2 çalışanı tarafından bir arada görüldüğü anlaşılmaktadır. Kısaca olay saatinde işyerinde davalının işçileri bulunmaktadır. Bu olay nedeni ile diğer bayan işçi istifa ederek ayrılmıştır.

Somut bu maddi olgulara göre, davacının eylemi ahlaka, doğruluk ve bağlılığa aykırı, güven sarsıcı hareketler olup, işverenin davalının iş aktini haklı nedenle feshettiği anlaşılmaktadır. Davacının kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken yerinde olmayan yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır.

F)SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 25/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.